#first100days-seventeenthDay-Simple present tense

Yasin Özmen
4 min readFeb 4, 2022

--

Merhaba arkadaşlar bugün geniş zaman konusuna değineceğiz ve yazımızın sonunda ufak bi konuşma gerçekleştireceğiz bu yazı ile ilgili.

Photo by Federico Respini on Unsplash

En çok kuralı olan ve en zor zaman buymuş öyle dedi özer hocam bu arada özer hoca kim diye soranlar olursa onların daha önceki yazılarımı okumadığını anlarım ve bu ingilizce çalışma notlarımın kaynağının bu linkteki playlist olduğunu belirtmek isterim ayrıca özer hocanın çeviri ile öğren kitabınada sahibim ve çok yararlı olduğunu söylemek istiyorum videolar ile eş zamanlı götürünce çok güzel oluyor. Konumuza geri dönelim.

Geniş zaman yapar, eder, gider, gelir şeklindeki cümleler kurduğumuz bir zaman dilimi. Bu kısa notu da vererek şimdi asıl konuya girişiyoruz cümle yapıları üzerinden gidicez olumlu cümle ile başlayalım.

Olumlu cümle

I öznesi tekil olmasına rağmen çoğulmuş gibi kullanılıyor kuralda onların grubunda yani ama “ben” yine tek kişi onda bir sorun yok kafamız karışmasın sakun. Cümlemizin en başında özne sonrasında to be(am/is/are) gelmeden fiiller geliyor. Tekil bir cümle kurduysak fiile -s takısı geliyor başka durumlarda gelmiyor bu arada “I” tekil ama çoğul gurubundaymış gibi davrandığımız için özne “I” ise fiile -s gelmez. Sonrasında nesne ve isteye bağlı yer zarfı gelebilir ardından da zaman zarfı ama “o şimdi yüzünü yıkar” cümlesi geniş zaman için biraz saçma bir zaman edatı kullanıyor, kullanılması daha hoş durabilen zaman zarflarına bir bakalım.

  • every day →her gün
  • every week →her hafta
  • every month →her ay
  • at weekends →haftasonları
  • all the time →her zaman
  • in the evening →akşamları
  • once a week →haftada bir kez
  • once a year →yılda 1 kez
  • He cleans the house every day. →Evi her gün temizler.
  • She washes her car in the garage every week. →Arabasını her hafta garajda yıkar.
  • I eat a banana evey month. →Her ay bir muz yerim.
  • I know the answer all the time. →Cevabı her zaman bilirim.
  • You drinks lemonade in the garden in the evenings. →Akşamları bahçede limonata içiyorsun.
  • We play soccer at school once a week. →Haftada bir kez okulda futbol oynarız.
  • They dance in the prom once a year. →Onlar yılda bir kez baloda dans ediyorlar.

Geniş zamanda tüm zaman zarfları cümlenin sonuna gelmiyor, bazı zarflar fiilden hemen önce geliyor

  • Always(hep/her zaman), Usually(genellikle), Frequently(sıklıkla), Often(sıklıkla), Seldom(nadiren), Rarely(seyrek), Sometimes(bazen)

gibi, devrik cümle kurmak istersek zaman zarfını cümle başında da kullanabiliriz. Ayrıca zaman zarflarıın başına asla anlamına gelen “never” kelimesinide getirebiliriz tabi bu durumda cümlemiz olumsuz olur.

Olumsuz cümle

Geniş zamanın yardımcı fiili olan “do” ve “does” devreye giriyor burda ama tabiki cümle olumsuz olduğu için yanlarında “not” da var yani “do not”/”does not” ama tabiki böyle uzun kullanmıyoruz “don’t”/”doesn’t” diye kısaltıyoruz ve cümlenin tekil halinde kullandığımız “-s” takısı ortadan kalkıyor

Soru cümlesi

Do ve does özne ile yer değiştiriyor. Olumsuz soru sormak istersek “do”/ “does” yerine “doesn’t”/ “don’t” kullanmamız yeterli olur.
“Wh-” soru kelimeleri ile soru yapmak istersek bu kelimeleri soru cümlesinin en başına getirmemiz yeterlidir.

Olumlu cümlede do ve does kullanımında cümle farklı anlama sahip olur, vurgu yapmış oluruz bu durumda fiile s takısı getirmemize gerek kalmıyor (olumlu tekil durumda)

  • Ben ankarada yaşıyorum →I live in ankara

İngilizcede şimdiki zaman gerçekten o anda, konuşma anında gerçekleşen olayları konuşmada işimize yarıyor geniş zamanda bunun bir tık üstü işte.

  • Tom Almanca konuşur(bilir) →Tom speaks German
  • Tom Almanca konuşur →Tom is speaking German(o anda)

Daha önce have got, has got konusundayken bu kuralı İngilizlerin kullandığından ve Amerikanların başka kural kullandığından bahsetmiştik yani ben size bahsetmemişsem bile Özer hoca bana bahsetmişti işte şimdi geldik amerikanların kuralına.

Amerikan kullanımı ile have got has got

  • Onun bir köpeği var →She has a dog
  • Onun bşr köpeği yok →She doesn’t have a dog
  • Onun bir köpeği var mı →Does she have a dog

İngiliz kullanımı ile have got has got

  • She has got a dog →Onun bir köpeği var.
  • She hasn’t got a dog →Onun bir köpeği yok.
  • Has she got a dog →Onun köpeği var mı?

Evet bugünki konunun sonuna geldik, son kısımdaki have got has got çok kafa karıştırıcıydı hatta yazdıklarımdan pek bir şey anlaşılmıyor olabilir bile.

Artık çok fazla konu çalışmaya ve neredeyse hiç egzersiz, tekrar yapmamaya başladım normalde 20. günü beklemek istiyordum buralar çok önemli konular ve boş boş öğren geç öğren geç sonra hepsini bi çırpıda tekrar et çorba yap falan istemiyorum yani, bu yazı birkaç gün için son yazıydı en azından çeviri ile öğrende güncel yere kadar gelmeye çalışacağım ama bu müsaitlik durumumda yapabiliceğim birşey tabiki çünkü yarın kız arkadaşım ameliyat oluyor ve ertesi gün işe gitmem lazım yani ne zaman yazı gelir bilmiyorum bu süreci çok uzatmamaya çalışacağım o zamana kadar,

Kalın sağlıcakla👋

--

--